4 Haziran 2015 Perşembe

Raif Dinçkök - Jak Kamhi - Gencay Gürün - Münir Özkul - Ahmet Tevfik Paşa - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


Raif Dinçkök'ün kızı Nilüfer hanım'ın kayınpederi Emin Çiftçi'nin diğer dünürü Hikmet Ercan'ın kızkardeşinin oğlu ve  Jak Kamhi'nin oğlu Cefi Kamhi'nin bacanağı olan Nejat Cinisli'nin babası Tayyip bey'in dayısı:

                                                                                 


Kemaleddin Alemdar'ın kayınvalidesi:



Nedime Sungar'ın torunu:



Nedime Sungar'ın torunu Önay Tekyeli'nin eşi:



Nedime Sungar'ın torunu Gencay Gürün'ün eşi Kamuran Gürün'ün eniştesi,  Mehmet Çetin Tekyeli'nin üvey babası olan Vefaizade Feridun Paşa'nın kızkardeşinin oğlu:



Zühtü Feran'ın kuzeni Samime Himalaya'nın dayısı:



Nedime Sungar'ın torunu Önay Tekyeli'nin eşi Mehmet Çetin Tekyeli'nin anneannesi:

Cumhuriyet, 02 Eylül 1958, Sayfa 3



Fatma Zehra Tayfuroğlu'nun kızları Mebruke Delan ve Mutena Attaroğlu'nun akrabası:



Mehmet Mübarek Tayfuroğlu'nun halasının oğlu:





Not: Naili Moran'ın kuzeni Hümeyra Özbaş'ın babası , son Sadrazam Kırımlı Ahmet Tevfik Paşa'nın oğlu İsmail Hakkı Okday , annesi ise son padişah Sultan Vahidettin'in kızı Ulviye Sultan'dır.


Naili Moran'ın dayısı Ali Nuri Okday'ın torunu Meral hanım, Raif Dinçkök'ün dünürü Emin Çiftçi'nin kardeşinin eşidir.


Mehmet Mubarek Tayfuroğlu'nun kardeşi Unvan bey'in kızı Gelengül ( Tayfuroğlu / Erman) hanım , 1952 Türkiye güzelidir.


Mehmet Çetin Tekyeli'nin üvey babası Vefaizade Feridun Paşa'nın  eski eşi Prenses Nevcivan hanım, ilk evliliğini  Mısır hanedanından Ahmetpaşazade Prens İbrahim ile gerçekleştirmiş.

Refik Erduran babasının servetinin kaynağını şöyle anlatmış bir yazısında  :

Babamın ailemize bıraktığı serveti gençliğimde ideal uğruna sıfırlamış olmamı annem -aptallık demek istemediği için- saflık diye nitelendirirdi. Katılmazdım; katılmıyorum. Bugün yeniden elime geçse o gücü aynı yönde, ama daha akıllıca kullanmaya çalışırım. Söz konusu varlığın kaynağı Mısır'dı. O ülkenin kentlerinde sayısı bilinmeyen taşınmaz mallara ve Nil vadisinde geniş topraklara sahip Türk asıllı prenses Nevcivan'ın avukatıydı babam. İkinci Dünya Savaşı başlayınca öyle şeylerin apar topar paraya, sonra pırlanta yığınına çevrilebilmiş bölümünü Türkiye'ye hangi serüvenle taşıdığını bir anı kitabımda anlatmıştım. 


Refik Erduran'ın anlatımıyla Prenses Nevcivan'ın hikayesi şu sitede okunabilir.


Prenses Nevcivan - Yakup Kadri Karaosmanoğlu bağlantısı (kaynak bu site) :


  Yakup Kadri’nin Mısır hikayesi Haşan Ali Yücel’in eserinden özetle şöyledir: Mısır hidivi (valisi) Mehmet Ali Paşa’nm torunu Prens Ahmet Paşa, evlenmek için Çerkez bir cariye aramaktadır. Bunun üzerine İstanbul’a haber gönderilir ve Yakup Kadri’nin büyük amcası Yakup Paşa’dan yanında bulunan evlatlığı Şemsi cariye olarak istenir. O da zevce olarak kızı alırlarsa vereceğini, aksi takdirde kızı satmayacağını söyler. Prens Ahmet Paşa razı olur ve Şemsi ile evlenir. Kısa süre sonra bir oğulları olur: İbrahim Paşa. Beraber büyüsünler diye İbrahim’in yamna İkbal adında bir kız alırlar. İbrahim ile İkbal çok iyi derecede yetiştirilir, onlara birkaç yabancı dil dahi öğretilir. Ailenin amacı ikisini evlendirmektir. Nitekim bunlar evlenir. Fakat iki sene içinde çocukları olmaz. Bunun üzerine İbrahim, Nevcivan adında başka bir kadınla evlenir. İkbal ise bir kenarda ve kocasızdır. Yıllar sonra Mısır’da iç isyanlar ortaya çıkınca Şemsi Hanımefendi Türkiye’deki eski efendilerini hatırlayarak saray halkıyla beraber İzmir’e gelir, oradan da Yakup Kadri’nin babasının bulunduğu Manisa’ya geçer. İktisadi şartları bozuk olan ve evli olmasına rağmen bohem bir hayat sürdüren Kadri Bey’e Şemsi Hanım acır ve önceki efendisinin yeğenini beraberinde Mısır’a götürür. Kadri Bey’i orada İkbal Hanım ile evlendirirler ve 1889 yılında Yakup Kadri dünyaya gelir. O şaşalı saray hayatı İbrahim Bey ile Şemsi Hamm’ın ölümü ile sona erer ve İkbal Hanım, kocası ve çocukları Manisa’ya geri dönmek zorunda kalırlar (Yücel, 1989: 9-15).


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder