10 Kasım 2015 Salı

İçimizdeki İsrail


Oda Tv'de Salim Meriç imzasıyla yayınlanan yazının devamını kaynak sitede okuyabilirsiniz:


Türkiye - İsrail ilişkilerini hangi İslamcılar kurdu ?

Şemseddin Günaltay, Meşrutiyet döneminde İslamcı-İttihatcı; mütarekeden sonra İttihat ve Terakki'yi yargılayan komisyonda; Cumhuriyet'in ilk yıllarında Cumhuriyetci, Kemalist, Demokrat; 1960 İhtilali'inde oluşturulan Kurucu Meclis üyesi; İhtilal'den sonra CHP'nin İstanbul Senatörü olmuştur. Onun tüm bu görevleri bir potada toplayabilmesi oldukça ilginç bir durumdur. Bu sürece paralel olarak zaman içerisinde gerek fikirlerinde, gerekse eserlerinde önemli ve köklü değişiklikler olmuştur. Şemsettin – Suphiye Günaltay çifti kızı Behine Günaltay’ı, Bulgar-Türk mirzalarından Şibay sülalesine mensup Sabir Can Efendi – Hayat çiftinin oğulları Esat Sabit Şibay ile ile evlendirmişti.
Şibay ailesi Tataristanın Kazan bölgesinden gelmişlerdi. Esat beyinde kardeşi Halim Sabit Şibay (1883- 1946), İttihat Terakki’nin modernist İslamcı ve Türkçü-İslamcı yazarlarındandı. İttihat ve Terakki'nin mali desteğiyle, İslam Mecmuası'nı çıkarmıştı. II.Meşrutiyetten sonraki yıllarda hutbelerin Türkçe okunmasını ilk teklif edenler arasında o vardı. Bu çizgisi onun  muhafazakar İslamcı çevreler tarafından bazen ağır bir biçimde eleştirilmesine yol açmıştı. (Ali Birinci, Tuba Çavdar, Halim Sabit Şibay", TDV İslam Ansiklopedisi, C. 15, İstanbul-2004, s.336.)
Şemsettin Günaltay düşünceleri ve fikirleri ile İslamcıdır. Hatta Günaltay ve Halim Sabit Şibay o dönem Hilmi Ziya Ülken’in tabiriyle “ Sarıklı Türkçü” ünvanı ile adlandırılmışlardı. 1914' den sonra İstanbul Üniversitesinde İlahiyat Fakültesi dekanlığına atanmıştı. Ankara İlahiyat Fakültesi ve İmam Hatipler onun Başbakanlığı döneminde açılmıştı. İslamcı-Türkçü Şemşettin Günaltay 14 Ocak 1949’da Başbakan oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin 14. Başbakanı sıfatıyla tek parti devri Cumhuriyet Halk Partisi'nin son hükümet başkanlığına seçilmiştir. Çok değil 2 ay sonra İsrail Devletini tanıyan ilk anlaşmayı o imzaladı. Günaltay'ı, anlaşmayı imzalayacak bu sağ duyuya iten kökleri miydi acaba? Günaltay ailesinin İbrani köklerini daha sonraki çalışmalarımda uzun uzun dile getireceğim.
Türkiye’nin İsraili Tanıdığına Dair İlk Anlaşma
Tek parti döneminin İslamcı Başbakanı Şemsettin Günaltay İsraili tanıyan ilk anlaşmayı 1949 yılında imzalamıştı.
İsraili tanıyan 18.nci hükümetin üyelerini biraz inceleyelim.
Cumhurbaşkanı : İsmet İnönü ( Diğer anlaşmalarda Celal Bayar’ın imzası vardır.)
Başbakan : Şemsettin Günaltay
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı : Nihat Erim
Devlet Bakanı : Nurullah Esat Sümer ( Selanikli sabetayist asıllıdır. Ayverdi ailesinin yakın akrabasıdır. )
Devlet Bakanı : Cemil Sait Barlas ( Gazeteci-Yazar Mehmet Barlas’ın babasıdır.)
Dışişleri Bakanı : Necmettin Sadık Sadak
Adalet Bakanı : Fuat Sirmen ( CHP milletvekili Sefa Sirmen’in amcasıdır.)


Milli Savunma Bakanı : Hüseyin Hüsnü Çakır
İçişleri Bakanı : Mehmet Emin Erişgil
Maliye Bakanı : İsmail Rüştü Aksal
Milli Eğitim Bakanı : Hasan Tahsin Banguoğlu
Bayındırlık Bakanı : Hasan Şevket Adalan ( İzmirli sabetayist asıllıdır. Erol Simavi’nin akrabasıdır. Adalan’ın kayınvalidesi Erol Simavi’nin teyzesidir.)
Ekonomi ve Tic. Bakanı : Vedat Dicleli (Ziya Gökalp ve Cahit Sıtkı Tarancı'nın akrabası olur. Pirinççioğlu ailesinin kızları Kadriye Pirinççioğlu ile evlidir. Öge ailesininde akrabasıdır.)
Sağlık Sosyal Yardım Bakanı : Kemali Bayazıt
Gümrük ve Tekel Bakanı : Fazıl Şerafettin Bürge
Tarım Bakanı : Ali Cavit Oral
Ulaştırma Bakanı : Kemal Satır
Çalışma Bakanı : Reşat Şemsettin Sirer ( Sabetayist asıllıdır. Üsküp eşrafından olan bu aile 1924 mübadelesi ile gelenlerden. Org. Kazım Özalp’ın kızı Neriman Özalp Sirer ile evlenmişti. Bu aile Moralı ailesi ile de akrabadır.)
Ticaret Bakanı : Mustafa Münir Birsel (Sabetayist asıllıdır. Üstad Mason’dur. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Cem. Yayınlarından. Gazeteci Murat Birsel’in büyük amcasıdır. (Gerekli açıklama bkz. Efendi –Soner Yalçın )

Geçmişlerini açıklamadığım Kabinenin diğer üyelerini ileriki çalışmamda belirteceğim. Lakin bu isimler süprizlerle doludur.
Türkiye yaklaşık bir yıl sonra 9 Mart 1950’de Tel-Aviv’de elçilik açmış, ilk elçisini de 1952 yılında göndermiştir. Türkiye’nin tanıma kararı aldığı İsrail Devleti, 29 Kasım 1947 tarihli kararla sınırları belirlenmiş olan İsrail’di.
Böyle bir kabineden İsrail’in tanınması kararının çıkması bizleri şaşırtmamaktadır..Atalarının 2000 yıldır beklediği özlemin tezahürünü gösterdiler. Olayın ilginç yanı İsraili ilk tanıyan anlaşmanın mimari Günaltay İslamcıydı.. İslamcı kimliğin o dönemki etiketi, kendinden sonraki İslamcılarında emsalini teşkil etti. İleride en koyu İsrail karşıtı islamcılar Günaltay’ın modelini izleyeceklerdi.
Ve ulusların kralları sana hizmet edecekler. (İşaya-Bap.60/10)
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de 1 Kasım 1949’da TBMM'ni açış nutkunda İsrail konusunda şunları söylüyordu: “Yeni doğan İsrail devleti ile siyasî münasebetler açılmıştır. Bu devletin Yakın Doğu'da bir barış ve istikrar unsuru olacağını ümit ediyoruz.(Kazım Öztürk, Cumhurbaşkanlarının Türkiye Büyük Millet Meclisini Açış Nutukları, Ak Yayınları., İstanbul-1969, s.415)
İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe İnönü’nün ailesi göçmendi. İsmet İnönü’nün annesi Cevriye Hanımda göçmendi. Aralarında hemşerelik bağı vardı. Cevriye hanım Mevhibe hanımı beğendi ve İnönü  ile evlendirmişti. 1960’larda İsrailde vazife yapan bir Türk hariciyesinin ifadesine nazaran Mevhibe hanımın kardeşi İsraile yerleşmişti. ( Yesevizade, Yahudilik ve Dönmeler, Araş.Yayınları, İstanbul, s.365 ) Mevhibe hanımın biyografisinde kardeşlerinin ufak yaşta öldükleri bahsi geçmektedir. Fakat geniş bir bilgiye rastlanılmamaktadır.
Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak da 8 Şubat 1949 günü Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte, bu konuya temasla şunları söylüyordu: “İsrail Devleti bir vakıadır. Otuzdan fazla devlet tanımıştır. Arap temsilcileri de İsrail temsilcileriyle konuşmaktadırlar. Türkiye'ye gelince, Uzlaştırma Komisyonunda vazifemizi daha iyi görebilmek için bugünkü durumumuzu değiştirmemeği daha faydalı buluyoruz." (Cumhuriyet, 29 Mart 1949 )
Dışişleri Bakanı'nın bu sözlerinden kısa bir süre sonra, 28 Mart 1949'da Türkiye, bu yolda karar alan ilk Müslüman ülke olarak İsrail'i resmen tanıdı. Eylül 1948'den itibaren çatışmanın yoğunluğunu kaybetmesine paralel olarak Türk hükümeti Filistin'e gideceklere uygulanan seyahat yasağını kaldırdı. Ankara radyosundan yapılan açıklamalarda Türk vatandaşlarının istedikleri ülkeye göç edebilecekleri yönünde yayınlar yapılmaya başladı. Böylece, İsrail'e göç etmek isteyen Türk vatandaşı Musevilerin önü açılmış oldu. 1948'in son aylarından itibaren Türkiye ile Yahudi Ajansı arasında yapılan işbirliği çerçevesinde binlerce Türkiye Musevisi İsrail'e taşındı.
Türkiye İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olma özelliğini taşımaktadır. 4 Temmuz 1950’de Modus Vivendi ve Ticaret ve Ödeme antlaşması ile  Türkiye-İsrail arasında ilk resmi diplomatik ilişki başlamış oldu. Bu durum, İsrail’in bölgedeki yalnızlığının kırılması açısından çok önemli bir olguydu.

Not:Nurullah Esat Sümer, Mustafa  Münir Birsel'in halasının oğludur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder